Geçen yıl 300 lirayı bulan zeytinyağı fiyatları bu yıl 150 liraya kadar düştü. Artan işçilik ve gübre maliyetleri, kuraklık ve dış pazardaki stok fazlası üreticiyi zor durumda bırakıyor
Geçen yıl 300 lirayı bulan zeytinyağı fiyatları bu yıl 150 liraya kadar düştü. Artan işçilik ve gübre maliyetleri, kuraklık ve dış pazardaki stok fazlası üreticiyi zor durumda bırakıyor. Soma ve çevresinde üretilen kaliteli zeytinyağları ise maliyetleri karşılamıyor. Zeytinyağı fiyatları her geçen gün düşmeye başladı. Kalitesi, tadı ve aroması ile öne çıkan, Soma ve çevresinde üretilen zeytinyağları, kömürden elde edilen leonardit madeninin zeytine verdiği lezzet ile dikkat çekiyor. Ancak, üretim girdi maliyetlerinin artması ve zeytinyağı fiyatlarının düşmesi, üreticileri zor durumda bırakıyor.
Zeytinyağı fiyatları her geçen gün düşmeye başladı. Kalitesi, tadı ve aroması ile, Soma ve çevresinde ve Avdan'da bulunan yağlar, kömürden aldığı leonardit madeninin zeytine verdiği lezzetle buluştu.
Üretim girdi maliyetlerinin her gün artmasına karşın, geçtiğimiz sene 600 lira olan yevmiye ve artan mazot fiyatlarına karşın zeytinyağı 300 lira bandına kadar çıkarken, bu sene sezona girdiğimizde bu maliyet bir anda 275'lerden 250, 200, 180 lira derken şu anda 150 liraya kadar zeytinyağı fiyatı geriledi. Bu fiyatlar toptan fiyatlar olsa da, üretici zor durumda.
Konuyla ilgili hem üretici hem de zeytinyağı fabrikası olan Şerifali Uysal, zeytinyağındaki sorunları şöyle dile getirdi. Uysallar zeytinyağı fabrikası, Soma Manisa Avdan'da üretim yapan Şerifali Uysal:
"Bu yılki üretimimize başladık. Bizler geçen yıl üretici ve fabrikacılar olarak çok güzel bir yıl yaşadık. Geçen yıl zeytinyağı fiyatları 300 lira idi. İşçi maliyetlerinde kadın yevmiyesi 600 lira, erkek yevmiyesi 800-900 lira arasındaydı. Geçen seneye nazaran gübre fiyatları düşüktü. Mazot girdileri buna rağmen zeytinyağı fiyatı 300 liraydı. Çok karlı bir sezon yaşandı. Fakat geçen sene zeytin yoktu. Bu durum zeytin olmamasından kaynaklandı.
Bu yıla geldiğimizde, zeytinyağı fiyatlarının oluşumunda girdi maliyetleri olan gübre ve işçilik maliyetleri %100 arttı. Mazot %100 arttı. İşçi yevmiyelerinde kadınlarda 1.100 lira işçilik ücreti olurken, erkeklerde bu rakam 2.000 lira gibi fiyatlara ulaştı. Bu da zeytinyağındaki maliyet problemini ortaya çıkardı.
Zeytinlerde de iklimden kaynaklanan, kuru iklimden kaynaklanan yağmurun yağmaması nedeniyle, orada da bir problem yaşandı. Kurak gidince zeytinler su alamadı. Yazın yağmur yağmadı. Yağmurun yağmaması nedeniyle zeytinler çok ufak kaldı. Ufak kalınca gelişemedi. Bazı zeytinler çekirdek gibi kaldı. Bu zeytinlerin çekirdeğinden yağ çıkıyor. Sulanan yerdeki zeytinlerle sulanmayan yerdeki zeytinler arasında birçok değişkenlik gösterdi. Fabrikaya gelen zeytinlerden bazıları üç buçuk kilodan, 4-5 kilodan 1 kilo yağ verirken, bazı zeytinler ise 6-7-8 kilodan 1 kilo zeytinyağı üretimine geldi.
Bu duruma gelmesi zeytinin sulanmaması. Bu nedenlerden dolayı geçen sene yağ fiyatları 300 lira idi. Bu sezona girdiğimizde, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de zeytinin var yılı. Çok büyük bir rekolte bekleniyor. Bu nedenle dallarda çok güzel toğur var. İlk yağan yağmurlardan sonra başka yağmur yağmaması, mayıs, haziran, temmuz, ağustos aylarında yağmur yağmayınca bu tutan toğurlar gelişemedi.
Piyasada da bir algı oluştu. Zeytin çok olunca zeytinyağı fiyatları düşecek. Öyle de oldu. İtalya, İspanya, Yunanistan ve Türkiye'de de öyle oldu. Çok büyük bir rekolte artışı oldu. Beklenen rekolte şu anda gerçekleşemiyor, buna neden olarak iklimden dolayı.
Böyle olunca 300 lira olan fiyat zeytinin çok toğur tutmasından fiyatlar aşağı çekildi. Yağ fiyatları beklentisi aşağı çekildi. İhracatçılar daha önce €10 olan zeytinyağını €5 rakamına getirdi.
İtalya, İspanya kendi stoklarındaki yağları eritip dışarıdan yağ almamaya karar verdiler. Neden olarak, tüm dünyada bol bir zeytin var. Rekolte yüksek olacak. Böyle olunca 300 lira olan zeytinyağı fiyatı aşağıya düşmeye başladı. Bir sayaç gibi yeri saymaya başladı: 290, 280, 270 ve sezon başında 220 TL'ye geldi. Şu anda üretim devam ediyor. Yine düşmeye devam etti. İki-üç günde fiyat düşerek, 180 lira bandına geldi. Bu bahsettiğimiz olay toptan fiyatları. Bir aylık sonunda fiyat şu anda 150 lira gibi bir rakama geldi. Bu rakam toplam fiyattan zeytinyağı.
Geçen sene 300 lira olan zeytinyağı, 150 liraya çiftçiden alınmak isteniyor. Geçen sene 300 liraydı ama işçi maliyetleri 600 liraydı. Gübre fiyatları ona göre düşüktü. Şimdi ise 150 liradan bu yağın satılması isteniyor. Kim istiyor bunu? Tüccar istiyor. Onların açısından baktığımızda onlar da bu konuda haklı olduklarını söylüyor. Çünkü dışarıda şu anda zeytinyağı 5 Euro. 300 lira iken 10 Euro'ydu. Şimdi €5. 5 Euro'nun bile altında.
Bu, dar gelirli vatandaşlarımıza yaradı. Dar gelirli vatandaşlarımız bol zeytinyağı alıp tüketebilirler. Şu anda fiyatlar makul. Biz perakendede 200 liraya satıyoruz. Fakat toptan da ise çiftçi bu fiyattan yağ vermiyor. Zannetmesinler ki 150 liraya biz bu yağı alırız İspanya'sında, İtalya'sında zeytinyağını pazarlayan ülkelerde. Şu anda vatanda 150 lira maliyete bu zeytinyağını nasıl verecek? Şu anda işçi yevmiyesi olmuş 1200 lira. Kadınlarda, erkeklerde 2000 lira yevmiye oldu. Fiat 2 kat artmasına rağmen, çiftçiden 150 liraya yağını satması isteniyor. Bu mantıken mümkün değil. Bakıldığında işçilik de zeytinyağı maliyetleri %100 artmış; zeytinyağı rakamı 300 liradan 150 lira gibi rakama istenilmekte çiftçiden. Fedakarlık isteniliyor. Kim fedakarlık yapacak? Çiftçi. Böyle olunca nasıl olacak da çiftçi 150 liraya bu yağı verecek. Bu fiyata şu anda çiftçi maliyet fiyatı değil. Bu bir komik rakam. Böyle olunca çiftçimiz yüksek maliyetli bir yıla girdi. İşçilik maliyeti çok yüksek. Gübre girdileri çok yüksek. Mazot gideri çok yüksek. Bunun dışında iklimden kaynaklanan bir problem var. Dengesiz bir üretim var. Kimi yerde 5 kilodan, kimi yerde 6 kilodan, kimi yerde 8 kilodan, kimi yerden 3 kilodan 1 kilo zeytinyağı veriyor. Bunun faturası yine çiftçiye çıkıyor.
Şimdi bunu örneklemek gerekirse, 25 lira ile 27 lira arasında yağlık zeytin alımı. Bunu 5 ile çarptığınızda 150 lira gibi bir rakama ulaşıyorsunuz bu matematiksel fiyatı. Yağın bunun içinde giderleri var; mazot, işçilik, diğer giderler. Burada bu sene en büyük avantajlı olan tüketiciler. Tüketicilerin yapacağı bir tek şey var. Gerçekten markalı üretim yapan, belirli bir yere sahip olan yerlerden almalarını öneriyoruz. Örneğin yağınıza bir bozukluk var veya o yağı beğenmediniz. O zaman firma hiçbir bahane üretmeden o yağı değiştirebilmeli.
Biz diyoruz ki sezon bittiğinde bu yağ fiyatları çok yükselir. Tüccarın eline geçtiğinde bu yağlar, bu yağı 300 lira olan aşağı satmaz. Vatandaş şu anda 200 liraya zeytinyağı almak varken neden 300 liraya alsın? Bence vatandaşın yapacağı yatırım dolar, mark, euro değil zeytinyağıdır.
Bizlerin bu çalışması sonucunda Soma zeytinyağı coğrafi işaret aldı. Soma kaliteli bir yağa sahip. Biz bundan Soma'da gurur duyuyoruz. Bu da Soma'nın iklim koşulları, kliması ve Soma'nın toprağın altında bulunan kömürden gübre elde edilen leonardit sebep olduğunu düşünüyoruz. Diğer zeytinyağı üretici arkadaşlarımızla beraber Soma'nın yükselmesi, Soma zeytinyağının yükselmesi rekabet halinde değil, birbirimize enerji vererek hep beraber yükselmek istiyoruz.
Yorum Yazın