Bugün dünyanın dört bir yanında ki kadınlarla alanlarda buluşarak daha adil, eşit ve özgür bir dünya için sözümüzü örgütlüyor, mücadelemizi yükseltiyoruz.
Yıl 1857. ABD’nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisi 8 saatlik iş günü talebiyle greve çıkmışlardı. Polis yapılan greve saldırdı ve sonrasında çıkan yangında 129 kadın hayatını kaybetti. 1910 yılında kadın önderi Clara Zetkin’in açıklamasıyla kadın işçilerin katledildiği gün olan 8 Mart “Uluslararası Kadın Günü” olarak belirlendi.
161 yıl önce “eşit işe eşit ücret” talebiyle ortaya çıkan 8 Mart, artık sadece ücretli bir işte çalışan kadınların günü değil, erkek egemenliği karşısında ezilen tüm kadınların günüdür.
8 Mart;
Mülksüzlüğe, yoksulluğa, vasıfsız ve güvencesiz işlere mahkum edilmiş kadınların günüdür.
Ücretli bir işte çalışmayan, evde çocuk,yaşlı,engelli bakımı ve ev işleri için harcadıkları emeği yok sayılan kadınların günüdür.
Çeşitli iş alanlarında 'bu erkek işi', 'fiziksel olarak güçsüzsün' gibi söylemlerle ayrımcılığa uğrayan ve mobbing uygulanan kadınların günüdür.
Yolda yürürken "kadın" olduğu için tacize uğrayan, erkeğe itaat etmesi beklenen aksi halde hem ev içerisinde hem toplumsal yaşamda şiddete maruz kalan, yaşama hakları ellerinden alınan kadınların günüdür.
Siyasal alanda temsili geri plana itilen kadınların günüdür.
Eğitim müfredatından medya söylemlerine her yerde cinsiyetçi söylemlere maruz kalan kadınların günüdür.
Çocuk yaşta zorla evlendirilmek istenen kız çocuklarının günüdür.
Çocuklarımızın geleceğine, hayallerine sahip çıkan kadınların günüdür.
Giysisi, kahkahası, sokağa çıkma saati, konuşması, hayatının bütün anları belirlenmek ve denetlenmek istenen, aksi durumda hayatıyla tehdit edilen kadınların günüdür.
Tarımın şirketleştirilmesiyle topraktan kovulan, yüzyıllardır tohumu saklayarak bugünlere taşıyan, onun bilgisine sahip olan kadınların günüdür.
Tarımsal üretimin en ağır yükünü taşıyan, ürettiği ürün hakkında söz sahibi olamayan kadınların günüdür.
Toprağı, suyu, yaşam alanı yağmalanmak istenen kadınların günüdür.
161 yıl önce greve giden Newyork’lu kadınların isyanı ,dünyanın bütününde uygulanan liberal politikalar sonucu; üretim sürecinin dışında bırakılan, dünyanın çeşitli yerlerinde çıkarılmış bölgesel savaşlar nedeniyle en büyük acıyı yaşayan kadınların “artık yeter” isyanıyla büyüyor, küresel bir kadın grevi ve boykotuna dönüşüyor. Kadınlar üretimden ve tüketimden gelen güçlerini kullanarak bin yıllardır süren bu sömürü çarkını durdurmaya çalışıyor.
Biz KESK’li kadınlar olarak;
8 Mart’ın ücretli izin günü sayılması için,
Eşit işe eşit ücret sağlanması için,
Haksız hukuksuz yere işten çıkarılan tüm emekçilerin görevlerine iade edilmesi için,
İş yerinde şiddeti, ayrımcılığı ve mobbingi önleyen düzenlemeler yapılması için,
Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz-kayıt dışı ve taşeron çalışmaya, kiralık işçilik uygulamasına son verilmesi için,
Kapatılan kamu kreşlerinin açılması, kadın veya erkek olduğuna bakılmaksızın en az 50 çalışanın bulunduğu iş yerlerinde gündüz bakım evi ve kreşler açılması için,
Grevli toplu sözleşme hakkımız başta olmak üzere sendikal hak ve özgürlüklerimiz önündeki tüm engellerin kaldırılması için,
Doğum izinlerinin 24 haftaya çıkarılması, süt izninin kullanımı önündeki keyfi engellerin kaldırılması ve ücretli-ücretsiz doğum izninden dönen kadınların statü kaybı yaşamasının engellenmesi için,
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kaldırılarak yerine Kadın Bakanlığı kurulması için,
Kadına yönelik her türlü şiddeti önleyici yasal düzenlemelerin acilen yapılması için,
Eğitim alanı başta olmak üzere kamusal alanın tümüne yayılan gericileştirme politikalarından vazgeçilmesi için,
Kadınlardan yana imza atılan uluslararası sözleşmelerin gerekliklerinin uygulanması için,
Demokratik, özgür, laik bir dünya ve ülkede eşit biçimde, bir arada yaşam için,
Alanlardayız.
Eşit, adil, özgür, laik ve barış içinde yaşayacağımız bir dünyayı yaratmak için kurtuluşumuzun kendi ellerimizde olduğunu biliyoruz
Vardık, Varız, Var Olacağız! Dediler
Yorum Yazın