0
Meclis’e gelmesi beklenen Ä°mar Kanunu Yasa Tasarısı taslağının yolsuzlukların temeli olduÄŸunu söyleyen komisyonun CHP’li üyesi Sakine Öz, “bu taslakla hem yurttaşın hakları elinden alınacak hem de bakanlığa verilen sonsuz yetkiyle rantın önü açılacak” dedi.
44 maddeden oluÅŸan ve Ä°mar, Kat Mülkiyeti, Kıyı, Fikir ve Sanat Eserleri, Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı ile Ä°ller Bankası Kanunlarında deÄŸiÅŸiklik öngören “torba” niteliÄŸindeki kanun tasarısı taslağının, uzun bir zamandır TBMM gündemine gelmesi bekleniyor.
Birgün Gazetesi'nden Esra Koçak'ın haberine göre, Bayındırlık ve Ä°mar Komisyonu Üyesi CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz yasa tasarısını “Basında genelde yüzeysel ve tartışılan tasarının ayrıntılarına bakıldığında, birçoÄŸumuzun yaÅŸam alanının ve sosyal, ekonomik haklarının kısıtlanabileceÄŸi bir yapının doÄŸacağı rahatlıkla gözlenebilecektir” diyerek eleÅŸtirdi.
Yasa deliniyor
Yasa tasarısına iliÅŸkin gazetemize konuÅŸan Öz daha yasa çıkmadan genelgelerle, yönetmeliklerle bir takım iÅŸler yapıldığını ve bunun da yasayı çiÄŸnemek anlamına geldiÄŸini belirtirken bunu ÅŸu ÅŸekilde örneklendirdi: “Fikir ve Sanat Eserlerinin kısmının kaldırılmış olması ya da meslek odalarının yetkilerinin budanması gibi.”
Öz, “Ä°mar Kanunu tasarı taslağı, özellikle son 2 yılda kamulaÅŸtırma, yapı denetimi, kat mülkiyeti, imar, iskan, çevre, orman, afet riski altındaki alanların dönüÅŸümü gibi hukuka açıkça aykırı, kamu yararına deÄŸil rantsal dönüÅŸüme dayalı kent anlayışı temelindeki yasa deÄŸiÅŸikliklerinin bir tamamlayıcısıdır. Kanun hükmünde kararnameler yoluyla, hükümete birçok arazide yapılaÅŸma iznini ve koruma kararlarını kaldırma yetkisini tanımakta ve Ä°mar Kanunu’nu tümüyle delmektedir” dedi.
Adrese teslim imar izni
Ä°mar kanunundaki en büyük rant maddelerinden birini de Öz ÅŸu ÅŸekilde açıkladı: “Taslak, kıyıları, tarım alanı ve meraları koruma kapsamından çıkararak açıkça yapılaÅŸmaya açmakta ve bunun için kamulaÅŸtırma ve imara açma olanağını sonuna dek kullanmaktadır. Hükümete yakın isimlere adrese teslim imar izinlerinin ve kamulaÅŸtırmaların yolunu açmaktadır. Devlet eliyle yapılacak kamulaÅŸtırma sonucunda arazi, kısa sürede yeni bir iÅŸlem deÄŸiÅŸikliÄŸiyle özel sektöre tahsis edilebilecektir. GeçtiÄŸimiz yıl yapılan KamulaÅŸtırma Kanunu deÄŸiÅŸikliÄŸi bunun yolunu zaten açmıştı. Vatandaşın arazisi bu yolla ucuza kapatılmış, devlet eliyle gaspa yeni bir boyut eklenmiÅŸti.”
Yönetmelikler yasal zırh
Bu yasa tasarısını bir torba kanun olarak deÄŸerlendiren Öz, ÅŸimdi ise kent merkezlerindeki imar planlarında saÄŸlık kurumu, ibadet yeri, karakol yapımı gibi kamusal hizmetler için ayrılmış yerlerin özel kullanıma açılması yoluna gidilmekte olduÄŸunu ifade ederken “ayrıca bu alanların belediye ve il özel idarelerine bedelsiz devrinin de önü açılmakta ve kimi kamu yararına aykırı kullanımlar halinde kentsel dönüÅŸüm adı altında imar rantına kapı aralanmakta, farklı hükümlerinde mera, yaylak ve kışlaklarda da yapılaÅŸmaya göz yumulmaktadır” dedi. Öz, Yönetmelikle ayrıntısı düzenlenebilecek birçok “emsale esas alanlar”ın ise yasa zırhına büründürülerek, davalar yoluyla yönetmelik iptali ya da durdurması yerine, yasal güvence kazanan imar rantının büyüdüÄŸüne dikkat çekti.
Yurttaşın tapulu arazisi güvencesiz
KamulaÅŸtırma yasasında da, devlete yurttaşın tapulu arazisine kamulaÅŸtırma hakkının verildiÄŸine ve daha sonra bu kamu yararının kaldırılarak ilk sahibine deÄŸil baÅŸka rant odaklarına verildiÄŸine dikkat çeken Öz, bu ÅŸekilde yurttaÅŸların mülkünün güvencesizleÅŸtirildiÄŸini belirtti.
Taslakta öngörülen deÄŸiÅŸikliklerle yerel yönetimlerin elinden alınan imar yetkilerine bir müdahale daha yapılarak planlama ilkelerinin de göz ardı edildiÄŸini belirten Öz, “stratejik planlama ve kent planlaması konusunda denetim organlarını saymamakta ve hesap verme olanaklarını devre dışı bırakmakta, mimari düzeni ve denetimi devletin ajandasından silmektedir” diye konuÅŸtu.
Tarım gözden çıkarılıyor
Taslak yoluyla tarım alanlarının da tarım dışı kullanıma açılmasının Bakanlığın vereceÄŸi kararla kolaylaÅŸtırıldığını, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun hükümlerinin dikkate alınmadığını ifade eden Öz, tarımın bu ÅŸekilde gözden çıkarıldığına deÄŸindi.
Kıyılar ranta açılıyor
“Kıyılarda yapılaÅŸmanın ve doldurmaların önünü açan, kıyının toplumsal ve çevresel kullanımını sınırlayan taslak, Karadeniz Sahil Yolu gibi projelerin altyapısını kurmakta, ekolojik özellikleri hiçe sayan bir proje fetiÅŸine kapılmakta, eleÅŸtirdiÄŸimiz nükleer santral vb. enerji yatırımlarına yol açmaktadır” diyen Öz, kıyılarda arkeolojik sit alanları ve kalelerin korumasız kalmakta olduÄŸunu, özel yatırım ve turistik tesis, termik santral alanları için kapıların açılıyor oluÅŸunu dile getirdi. Öz, “Kıyılardaki canlı yaÅŸamı ve kültürel varlıkların düzeni de bu taslağın uygulamalarıyla tehlikeye girebilecektir. Taslakla, Kültür ve Turizm Bakanlığının kıyı ve sahil ÅŸeridindeki planlama sürecine etkisi ve yetkisi kaldırılmaktadır. Bunun karşısında, denetimi dışlayacak ve yetkileri artacak ölçüde Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı kıyı-sahil ÅŸeridine müdahil olmaktadır. Böylece Kıyı Kanununun koruma ve geliÅŸtirmeye dayalı hedefleri, yatırım ve yapılaÅŸmaya dayalı sermaye çıkarına boyun eÄŸdirilmektedir” diye konuÅŸtu.
Belediyelere biçilen role iliÅŸkin sorumuzu da Öz ÅŸu ÅŸekilde yanıtladı: “BüyükÅŸehirlerin sayısı artsa da, bakanlığın vereceÄŸi imara açma kararları, belediyelerin tüm hareket alanlarını sınırlayarak üst kademe plan yapma yetkisini uygulamada oldukça daraltacaktır. Sonuçta, belediyeler bakanlığın imar alanları bakımından alacağı kararların altında ezilecek ve yerel talepler ile yerel demokrasi, bakanlığın sözleÅŸtiÄŸi ayrıcalıklı ÅŸirketlere ya da en hafif deyimiyle, “Ankara’nın takdirine” boyun eÄŸdirilecektir.”
Buradaki amacın kısa vadedeki plan deÄŸiÅŸiklikleriyle belli çıkar gruplarının ya da idarenin takdir yetkisinin geniÅŸ tutulması olduÄŸunu dile getiren Öz, bir taraftan da yerel yönetimlerin yapı ruhsatı konusundaki yetkilerinin daraltıldığına, dosya üzerinden inceleme yapmaya indirgenerek planlı kentleÅŸmenin denetim ayağının sekteye uÄŸratıldığına dikkat çekti.
Öz, burada yapılması gerekenleri de ÅŸu ÅŸekilde sıraladı: “Burada kritik kelime ‘üst ölçekli plan’. Üst ölçekli planı bakanlık öngörecek, alt ölçekli planı belediyeler yapacak. Mimarlar Odası ile bizim karşı çıktığımız nokta ise, bunu yapacaksa eÄŸer bakanlık farklı bakanlıklar arasında bir eÅŸgüdüm kurulsun. Çevre Bakanlığı tek başına padiÅŸahlık yapmasın, çünkü bu kentsel ranta en yakın bakanlık. Bir de bu üst ölçekli planlar kalkınma programlarıyla eÅŸgüdümlü ilerlesin. Ama tasarı bunu yapmıyor, kalkınma programlarını devre dışı bırakıyor.”
Yolsuzluklar burada piÅŸiriliyor
Yolsuzlukların bu yasa taslağına nasıl yansıdığına iliÅŸkin de Öz, “Bütün yolsuzluklar hem bu yasa taslağında hem de Ä°mar Komisyonu’nda piÅŸiriliyor, daha sonra plan bütçeye gönderilerek yapımı tamamlanıyor. Ama buradayken kimse görmüyor, geçmiÅŸ ola deniyor” dedi.
‘Çevre Bakanlığı’nın yetkileri törpülenmek istendi’
“GeçtiÄŸimiz günlerde yapılan Ä°mar Komisyonu toplantısında AKP’li milletvekillerine tasarının son ÅŸeklini ve ne zaman tamamlanacağını sorduk, bize bir yanıt vermediler” diyen Öz, burada amacın daha uygun bir ortamda bu yasa tasarısını getirmek olduÄŸunu dile getirdi.
Burada anlaÅŸmazlıkların olduÄŸunu söyleyen Öz bunu ÅŸöyle açıkladı: “GeçtiÄŸimiz yıl kasım ayında yapılan bakanlar kurulunda baÅŸbakan ve bakanlar Çevre ve Åžehircilik Bakanı’nı eleÅŸtirmiÅŸler. Ä°mar bütünlüÄŸüne aykırı olabilecek bazı yapılar var, Ankara Çukurambar ve Ä°stanbul’daki bazı lüks semtler gibi. Koca koca binalar yapıyoruz, bütün kent silüeti bozuluyor, bunlar arasında uyum saÄŸlayacak yeni bir üst ölçekli planlamaya gidilebilir, bunun üzerinde çalışın. Bir de Çevre Bakanlığı’nın fazla yükseldiÄŸi söylenmiÅŸ. BaÅŸbakan da söylemiÅŸ, çok öne çıkmayın bağımsız bir banklık gibi hareket etmeyin diye. Yani Çevre Bakanlığı’nın yetkilerini törpülemek istenmiÅŸ orada.” Bu yasa tasarısının bekletilmesinin bir nedenin de yerel seçimler olduÄŸunu belirten Öz, “bu yasa direkt belediyeleri etkilemektedir. Belediye ve bakanlıklar arasındaki yetki dağılımını etkilemektedir” dedi.
Kanun ile yönetmelik çeliÅŸiyor
Kanun taslağı ile yönetmelik taslağının birbirinden bağımsız hatta çeliÅŸkili bir biçimde ilerlediÄŸini savunan Öz, “Ä°mar Kanununda planlama kademelerini düzenlerken mekansal strateji planları, çevre düzeni planları ve imar planları diye ikiye ayrılmıştır. Yönetmelik taslağında ise planlama kademeleri mekansal planlar ve özel amaçlı planlar olarak ayrılmıştır. “Ülke ve bölge mekansal strateji planları” yasa taslağında Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı tarafından yapılıp onaylanırken, diÄŸer ölçekteki planların yetkisinin kimde olduÄŸuna dair boÅŸluk vardır. Yetki karmaÅŸasına açık bir durum gözlenmektedir. Yerel yönetimler ve bakanlık arasında, bakanlık ile özel denetim firmaları arasında doÄŸabilecek karmaÅŸalar mevcuttur” dedi. Öz, ayrıca bu yasa tasarısı ile belediyelerin yetkisinin deÄŸil mülkünün olacağını, bu mülkün de bakanlık tarafından yönetileceÄŸini söyledi.
Yorum Yazın