Soma'da Kritik Eşik: Hem Ekmek Hem Çevre İçin Ortak Ses Yükseliyor - "Soma Yaşasın, Türkiye Kazansın"
Soma, Manisa – Kömür madenciliği ve termik santralle özdeşleşen Soma, tarihi bir dönemeçte. İlçenin ekonomisinin can damarı olan maden işletmeleri ve termik santralin geleceği konusundaki belirsizlik, binlerce maden işçisi, aileleri ve tüm ilçe esnafı üzerinde kara bulutlar dolaştırıyor. "Soma nereye gidiyor?" sorusu, her zamankinden daha yüksek sesle sorulurken, ilçe halkı üretim, çevre ve emek dengesinin kurulduğu bir gelecek talep ediyor.
Sorun Yeni Değil, Tehlike Kapıda
Soma'da kömür satışlarındaki durgunluk ve ithal kömürün yarattığı rekabet baskısı, maden sahiplerini zor durumda bırakıyor. Geçmişte iki kez düzenlenen "İthal Kömüre Hayır" mitingleri, bu tehlikeye karşı kamuoyunun dikkatini çekme çabasıydı. Ancak sorunlar çözülmek yerine derinleşmiş görünüyor. Kamyoncular Kooperatifi'nin işlerinin durma noktasına geldiği, esnafın "Yarın Balya olmayalım" endişesini dile getirdiği bir ortamda, gözler kritik 1 Mayıs tarihine çevrildi. İddialara göre, bölgedeki termik santralin (Torku Santral olarak da anılan) elektrik üretimine devam etmemesi halinde, 1 Mayıs'tan sonra sadece madenlerde büyük işten çıkarmaların yaşanması değil, aynı zamanda ilçenin ısınması için santralin iki ünitesinden sağlanan sıcak suyun da kesilmesiyle asıl büyük sıkıntının başlayacağı belirtiliyor.
Belediye Başkanı Öncülüğünde Ortak Akıl Arayışı
Bu kritik süreçte Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, önemli bir adım atarak ilgili tüm tarafları bir masa etrafında topladı. Sendika başkanları, oda başkanları ve maden işletmelerinin temsilcilerinin katıldığı toplantıda, olası işten çıkarmaların önlenmesi, üretimin çevreye duyarlı bir şekilde sürdürülebilirliği ve istihdamın korunması konuları masaya yatırıldı.
Toplantıya katılan yetkililer, Soma'nın artık belirsizliğe değil, güvenceye ihtiyacı olduğunu vurguladı. Hem doğayı koruyan, hem üretimi devam ettiren, hem de binlerce emekçinin ekmeğini güvence altına alan bir çözümün mümkün olduğuna dair ortak inanç dile getirildi. Toplantı, tek bir sesle şu çağrıyı yaptı:
“Soma’nın Sesini Duyun! Çözüm Üretelim, İşçi Çıkarmayalım!”
Toplantı sonrası yapılan ortak açıklamada, "Soma halkı olarak talebimiz net: Üretim devam etsin, ancak çevre kirlenmeden, işçiler işten çıkarılmadan, emek hiçe sayılmadan. Ne doğadan ne de emekten vazgeçebiliriz," denildi. Yetkililere ve kamuoyuna yönelik güçlü bir mesaj verildi:
“Soma’nın sesini duyun. İşçi çıkararak değil, çözüm üreterek yol alalım. Soma yaşasın, Türkiye kazansın.”
Gelecek Belirsiz, Umut Çözümde
Soma, kömürle var olmuş bir ilçe olarak şimdi geleceğini yeniden şekillendirmek zorunda. Madencilerin, esnafın, nakliyecinin ve tüm Soma halkının kaderi, önümüzdeki günlerde atılacak adımlara bağlı. İlçe, sadece ekonomik bir krizle değil, aynı zamanda sosyal bir çalkantıyla da yüzleşme riski taşıyor. Tüm gözler, hem emekçinin hakkını koruyacak hem de çevreye saygılı sürdürülebilir bir üretim modelinin nasıl hayata geçirileceğine çevrilmiş durumda. Soma'nın çığlığı, sadece yerel bir sorun değil, aynı zamanda Türkiye'nin enerji politikaları ve istihdam stratejileri açısından da önemli bir mesaj niteliği taşıyor.
Yorum Yazın