KIRMIZI AKAN DERENİN ARDINDAN
ÇEVRE FELAKETİ ÇIKTI !
2020 yılı başında dünya Coronovirüs salgını ile uğraşırken, ülkemizde de devletin tüm kurumları salgınla ilgili tedbirler almak için çabalayıp, denetim mekanizmaları gevşetilince Gördes ilçemizde faaliyet gösteren nikel madeninin atık sularının derelere karıştığı görüldü.
Manisa Akhisar ve Gördes ilçemiz sınırları içerisinden geçen Başlamış Deresi 28 Şubat tarihinde kırmızı renkte akması sosyal medyanın ve ulusal basının gündemine oturmuştu. Hatta o gün Suriye’den gelen ve ülkemizi acıya boğan 33 şehidimizle bağlantı kurularak, dereler de kan ağlıyor denilmişti.
Gerçek ise bölgede faaliyet gösteren nikel madeni atık havuzunda bulunan kimyasal kirlenmeye maruz suların derelere karıştığıydı.
Ülkemizde ve dünyada bu durum ilk defa yaşanmamıştı. 2016 yılında Rusya’da Kutup Nehri de yakınında bulunan nikel madeni ve nikel zenginleştirme işletmesi nedeniyle günlerce kıpkırızı akmıştı.
Aynı kırmızı renk nikel madeninin bulunduğu bölgeden geçen Başlamış dersi ve bu dere ile birleşen Hanpaşa deresinde de görüldü.
Çünkü bu derenin beş yüz metre yakınında büyük bir nikel madeni faaliyet gösteriyordu. Tesadüfe bakın ki, işletmenin atık havuzundaki suyun rengi ile kırmızı akan derenin rengi aynıydı.
Manisa Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüze durumu bildirerek işletmenin denetlenmesi gerektiğini, derelerden numune alınarak su analizi yapılması gerektiğini belirttim. Fakat bana bölgedeki harfiyattan kaynaklı olduğu, çok yağmur yağdığı ve toprak renginin kırmızı olması nedeniyle dereden kırmızı su aktığını ifade ettiler.
Gördes Çevre Derneği başkan ve yöneticileri ile bölgede yaptığımız incelemelerde 10 gün geçmesine rağmen yer yer kırmızı su birikintileri ve çökeltiler hala duruyordu.
Bu konuda hassasiyet gösteren Akhisar Belediyemizin yetkilileri ile derenin değişik bölgelerinden kırmızı çökeltilerin bu yerlerden toprak ve su numuneleri alarak akredite bir laboratuvara gönderdik.
Gelen analiz sonuçların yorumlanması için TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesinden yardım istedik.
Hazırladıkları ön raporda, yoğun bir ağır metal kirliliğine işaret edildiği belirtilerek “Yerüstü Su Kaynakları için Belirli Kirleticiler ve Çevresel Kalite Standartları” na göre yapılan değerlendirmede havza içerisinde bu kirliliğe yol açabilecek başka bir kaynak tarafımızca bilinmemekte olup tek muhtemel kirletici Meta Nikel A.Ş.’ye ait Atık Depolama Tesisi olarak değerlendirilmektedir denilmiştir.
Parametre | Mak-ÇKS* (µg/L) | Analiz Sonucu (µg/L) | Yaklaşık Çarpan (Analiz Sonucu/Mak-ÇKS) |
Kadmiyum (Cd) | 1,5 | 985 | x657 |
Kobalt (Co) | 2,6 | 1011 | x389 |
Bakır (Cu) | 3,1 | 963 | x310 |
Civa (Hg) | 0,07 | 5 | x71 |
Nikel (Ni) | 34 | 1030 | x30 |
Kurşun (Pb) | 14 | 281 | x20 |
Arsenik (As) | 53 | 1003 | x19 |
Alüminyum (Al) | 27 | 365 | x14 |
Demir (Fe) | 101 | 1009 | x10 |
Bu sonuçlar, madenin çevreye verdiği zararı gözler önüne sermektedir. Kodmiyum normal değerden 657 kat fazla çıkmıştır. Kobalt 389 kat, bakır 310 kat, civa 71 kat, nikel 30 kat fazla değerlerde çıkmıştır.
Bu maden işletmesi faaliyete başladığından beri felaketlerin ardı arkası kesilmedi. Madene Sülfürik asit ve asit hammaddesi taşıyan kamyonların karıştığı kazalar, aşırı toz, hava kirliliği, hayvan ölümleri yeraltı ve yerüstü su kaynaklarında yaşanan kirlilik bunlardan sadece bir kaçı.
Başlamış deresindeki bu kırmızı rengin maden işletmesinden kaynaklandığı belirtilmektedir. Ne olduğunu bizde bilmiyoruz. Atık havuzunda sızıntı, taşma, patlama olabilir ya da tahliye edilmiş olabilir. Ne olursa olsun bölgede çok ciddi bir çevre felaketiyle karşı karşıyayız.
Ayrıca söz konusu tesiste yaşanacak herhangi bir olumsuzluğun, İzmir ve Manisa kentlerinde yaşayan milyonlarca insanın içme-kullanma suyunu doğrudan etkileme potansiyeli nedeniyle, tesis ile ilgili iddiaların hassasiyetle değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Çünkü Başlamış Çayı, üzerinde Manisa kentine içme-kullanma suyu sağlanmak üzere inşaatı devam eden Gürdük Barajı yapımı planlanan Başlamış Barajı halk ve çevre sağlığı açısından büyük öneme sahip bir yerüstü su kaynaklarıdır.
Bölgenin en büyük iki kentine hizmet verecek olan bu akarsuyun korunması, bölgede yaşamın sürdürülebilirliği açısından hayati öneme sahiptir.
Bu nedenle bu işin peşini bırakmayacağız, elimizdeki bilgi ve belgelerle Cumhuriyet Savcılığına suç duyurunda bulunacağız.
Ülke olarak büyük bir salgın hastalıkla uğraştığımız, herkesin canının derdine düştüğü, devletin tüm kurumlarının enerjisini hastalıkla mücadeleye ayırdığı bir ortamda kural tanımaz şekilde halkın sağlığını tehlikeye atan, çevreyi kirletenlere karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.
Yorum Yazın