0
Babasından bu ülkenin çektiği yetmezmiş gibi, birde oğlu siyasete karışmaktadır. Bilal Erdoğan AKP’nin içişlerine karışıp herkese ağzına geleni söyleyebilir. AKP Milletvekilleri bunu hazmedebilir, fakat CHP’ye söz söylemek Bilal Erdoğan’ın haddi değildir. Biz bunun cevabını en sert şekilde veririz.
Başta Başbakan olmak üzere, AKP Milletvekillerinin CHP Milletvekillerine hakaret içeren tavırlarını siyasi nezaketle bağdaştırmak mümkün değildir.
Daha önce Sayın Kamer Genç’e ağıza alınmayacak küfürler eden “AKP’li bir zat” Gurup Başkan vekilimiz Sayın Muharrem İnce’ye de küfür ederek Meclisin saygınlığını zedelemiştir.
Bu ağzı bozukların Mecliste AKP sözcüsü yapılmasının amacı nedir? Acaba Başbakan en çok küfür edeni ilk sıradan tekrar Milletvekili mi yapacaktır?
Buradaki asıl amaç; bütçe görüşmelerinde hesap vermemektir, “Sayıştay Raporlarını” Meclisten kaçırıp, milletin parasının nerelere nasıl harcadıklarının hesabını vermek istememeleridir. Bunun için kırk takla atıp, kavga çıkararak suçlarını bastırma gayretinin demokrasilerde yeri yoktur.
Bizim görevimiz Hükümetin harcadığı paranın hesabını sormaktır. CHP olarak biz bu yetkiyi halktan ve Anayasa’dan almaktayız.
Her fırsatta millet iradesinin üzerinde hiçbir güç olamaz diyen Başbakan Milletin Meclisine hesap vermekten kaçmaktadır. Başbakan kendini “Millet iradesinin” üzerinde görmektedir. Muhalefet Milletvekillerini Meclis kürsüsünde konuşturmayarak, soru önergelerine cevap vermeyerek Meclisin Anayasal denetim yetkisini engellemektedirler.
Siyasi ahlak, şeffaf olmayı ve hesap vermeyi gerektirir. Aksi ancak “dikta” rejimlerinde olur. Başbakanın tavrına bakılırsa diktatörlük hevesleri olduğu söylenebilir.
Kimse diktatör heveslisi olmasın. Türkiye asla demokrasiden vazgeçmeyecektir. Atatürk’ün kurduğu demokratik cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır.
Yorum Yazın