ÜLKENİN KAYNAKLARI, BİR AVUÇ YANDAŞIN ÇIKARLARI İÇİN KULLANILIYOR ”
GÜNDEM0
2013 yılı Kesin Hesap Kanun Tasarısının Denge başlıklı 3 üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına konuşan MHP Manisa Milletvekili Erkan AKÇAY, “ Eğer bir bütçede vergi gelirlerinin yüzde 70’i dolaylı vergilerden oluşuyorsa, bütçenin 12 milyarı özelleştirme gelirlerinden oluşuyorsa, bütçede idari para cezalarından ve trafik para cezalarından medet umuluyorsa, eğer bir bütçede yatırıma, üretime yeterince katkı verilmiyorsa, eğer Atatürk Orman Çiftliğinde bir taraftan 16.500 ağaç kesilirken diğer taraftan 280 tır ağaç ithal ediliyorsa, israf varsa, denetim yoksa, hesap verilemiyorsa hangi dengeden bahsedeceğiz?”diye sordu.
AKP’nin yolsuzluk batağına saplandığını söyleyen MHP Manisa Milletvekili Erkan AKÇAY, “ Bu kürsüden AKP’nin yolsuzlukları defalarca gündeme getirildi. AKP’li vekiller ve bakanlar ‘bunlar iddiadır’ diyorlar. Ancak bunlar yenilir yutulur, altında kalınacak iddialar değil. Bunlar Ağır ve üstü örtülemez vahim iddialardır. 630 milyon dolarlık medya için havuz oluşturulduğu, salma salındığı iddia ediliyor. Bunu iddiadır diyerek geçiştiremezsiniz. Maliye Bakanı olarak ne yaptınız? Hükûmet olarak ne yaptınız? Bunların cevabını vermek zorundasınız. Hesap veremeyen, hesap vermekten kaçan bir iktidarın kesin hesabı sağlıklı olabilir mi? Eğer soruların cevabı alınamıyorsa kesin hesap nasıl görülecek? Şeffaflık, saydamlık nasıl sağlanacak? Demek ki, dengede, Hükûmetin iki yakası bir araya gelmemiş, dağılmış, dün Hükûmetin şakulü kaymış.” dedi.
Ülkenin kaynaklarının milletin refahı ve huzuru için değil bir avuç yandaşı zengin etmek için kullanıldığını söyleyen MHP Manisa Milletvekili Erkan AKÇAY, “ AKP, rant ve yolsuzluk üçgeninde ülkenin temel meselelerini bırakmış, günübirlik tedbirlerle bu günü kurtarmaya çalışmaktadır. Ancak bu süreçte ülkenin temel sorunları derinleşerek devam etmektedir. Ülkemizin kaynakları, milletimizin refahı, huzuru ve kalkınması için değil bir avuç yandaşın zenginliği ve kendi çıkarları için kullanılmaktadır.”dedi.
Sayıştay’ın pasifize edilmesi nedeniyle her yerden yolsuzluk fışkırdığını söyleyen MHP’li AKÇAY, “ Sayıştay’ın denetim yapma imkânları kısıtlanıyor. Sayıştay’ın denetim raporları Meclise getirilmiyor. Sayıştay Raporlarında ‘ Ödenek Üstü Harcama, bakanların yetkileri dâhilinde kullanılmıştır.’ diyor. 5018 Sayılı Kanun’da hangi bakana ödenek üstü harcama yetkisi verilmiştir? Ödenek üstü harcama yetkisi diye bir şey yok. Millî savunma ve güvenliğe ilişkin hususlarda yüzde 15 ödenek üstü sarfiyat yapılabileceği öngörülüyor. iktidar sahiplerinin bunları da bilmemesine doğrusu hayret ediyoruz. Bütçenin bir ayağı harcama yetkisi ise diğer ayağı da denetimdir. Hükûmete harcama yetkisi veren Meclis, aynı yetkinin devamı olarak harcamaları denetleme yetkisini de haizdir. Yetkiyi kullanan, aynı zamanda sorumludur. Ancak kendisini her şeye yetkili gören Hükûmet, kendisini hiçbir şeyden sorumlu görmüyor. Meclis adına, millî irade adına denetimleri Sayıştay yapıyor. Sayıştay’ın etkin bir denetim süreci ortaya koyabilmesi yolsuzlukları büyük ölçüde engelleyecektir. Bir yerde etkin denetim yoksa yolsuzluk vardır. İşte, bu yaşadığımız süreçte, maalesef, Sayıştayın pasifize edilmesiyle yolsuzluk hadiselerinin bir yanardağdan fışkıran volkanlar gibi ortaya çıkması arasında da bir paralellik vardır. Yolsuzlukların ortaya çıkmasını istemeyen Hükûmet, on iki yıldır Sayıştay’ı bir tabela kurum hâline getirmek için çabalamıştır. Örneğin, 1996 yılından 2010 yılına kadar kamu kaynaklarının kullanımında performans denetimi de yapan Sayıştay, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu’yla yüzeysel bir performans ölçümüne indirgenmiştir. Yine, kamu kaynaklarıyla kurulan belediye şirketlerinin Sayıştay denetiminden kaçırılması da bu niyetin bir ürünüdür. İktidarın tek hedefi, hesapsız, kitapsız bir şekilde denetimden kaçarak harcamaktır. “Ben harcamaya yetkiliyim, istediğim gibi de harcarım ama sorumluluk yok, denetim yok, şeffaflık yok.” O zaman, yolsuzluk vardır, kirlenmişlik vardır ve bugüne kadar konuştuğumuz sorunlar vardır. AKP neden bu yaklaşım içerisindedir? Demek ki kamuoyunun bilmesini, milletin bilmesini istemediği bazı faaliyetleri var. Madem sen millî irade adına görev yaptığını iddia ediyorsun, madem millî iradeyi temsil ettiğini söylüyorsun yaptığın faaliyetleri neden milletten gizliyorsun, saklıyorsun, açık açık bunların hesabını veremiyorsun? 2012 Hazirandaki Başbakanlık Genelgesi’yle devlete ait, devletin hüküm ve tasarrufundaki gayrimenkullerin satışı, kirası, devri, irtifak hakkı tesisi gibi işlemlerin Başbakanın uhdesine alınmasının amacı nedir?” diye sordu.
İlginizi Çekebilir