SOMA’YA SÖZÜMÜZÜ TUTMAYA GELDİK.
GÜNDEMUNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ !... 301 MADENCİ CİNAYETİNİNİN 5. YIL DÖNÜMÜNDE ÖLENLERİ SAYGIYLA ANIYOR SORUMLULARI VİCDANLARIMIZDA YARGILIYORUZ
Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014'te Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. işletmesinde yaşanan ve aralarında meslektaşlarımızın da bulunduğu 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın 5. Yılında da ölenleri saygıyla anıyor, sorumluları vicdanlarımızda yargılamaya devam ediyoruz.
Bilindiği gibi, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. ait yeraltı kömür ocağında çıkan yangında 301 canımızı yitirmiştik. 301 canımız arasında 5 meslektaşımız, Burak Karayel, İbrahim Çelik, Koray Karadağ, Mehmet Efe ve Sinan Yılmaz da yer almaktaydı. Yaşanan bu ölümler nedeniyle toplumda büyük bir duyarlılık oluşmuş, faciayla ilgili yargılama toplumun çeşitli kesimleri tarafından dikkatle izlenmişti.
Soma faciası ile ilgili yargılama 4 yıl sürmüş ve 11 Temmuz 2018 tarihinde karar açıklanmıştır. Yargılama sonunda sanıklardan 37 kişi beraat etmiş, 14 sanık ceza almıştır. İşverenin cezaevinden tahliye edilmesiyle cezaevindeki hükümlü sayısı ise 4 kişiye inmiştir.
İşverenin 5 yıl dahi cezaevinde kalmadan tahliye olması kamu vicdanını yaralamıştır.
Odamız, olayın olduğu andan itibaren sürece müdahil olmuş, facia ile ilgili bilgi kirliliğini gidermeye çalışmış, yaptığı yönlendirmelerle kurtarma çalışmalarının daha sağlıklı yürütülmesinde yardımcı olmuştur. Facianın sonrasında, yargılama sürecinde davayı baştan sona takip edeceği sözünü vermiş ve yargılamanın yapıldığı Akhisar’a giderek her duruşmaya fiilen katılmış, duruşma sonrasında gerekli gördüğü açıklamaları kamuoyu ile paylaşarak kamusal sorumluluğunu yerine getirmiştir.
Soma faciasının gerçek sorumlularını, bu yargılamanın sonuçlarını vicdanlarımızda yargılamaya devam edeceğiz. Çünkü, daha fazla kar uğruna, gerekli bilimsel ve teknik önlemleri almadan ve/veya alınmış önlemleri aktif hale getirmeden, aşırı üretim zorlaması nedeniyle yaşatılan bu cinayetin görmezden gelinmesi, birkaç basit hatadan kaynaklı “fıtrat” olarak yorumlanması, hafif cezalarla geçiştirilmesi toplumun vicdanında yaşanan kanamanın devam etmesi anlamına gelecektir.
Ülkemizde her yıl 6-7 Soma Faciası yaşanmakta, insanlar ölmekte, çocuklar annesiz, babasız kalmakta, anneler, babalar evlatlarını yitirmektedirler. Bu ölümlerin önemli bir kısmı ne yazık ki madencilik sektöründe yaşanmaktadır. Bu konuda sadece Soma örneğindeki gibi
14 sanığın cezalandırılması sorunun çözümü için yeterli değildir. Sorunun esas kanyağına da inilmeli ve gerçek sorumlular yargılanarak cezalandırılmalıdır.
Ülkemizde olağan hale gelen bu iş cinayetlerinin asıl nedeni, 80’li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, rodövans, kuralsızlaştırma ve denetimsizleştirme uygulamalardır. Bu politikalar sonucunda kamu madenciliği küçültülmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyimi dağıtılmış, madencilik faaliyetleri teknik ve alt yapı olarak yetersiz, deneyim ve uzmanlaşmanın olmadığı kişi ve şirketlere bırakılmıştır. Tek güdüsü kar olan bu şirketler, bilim ve teknikten uzak uygulamaları ile daha fazla kar için insan ölümlerini hiçe saymışlardır.
Bir başka ifadeyle, kamu yararı gözetmeksizin, daha fazla kar hırsı ile yapılan üretim zorlamaları, bilim ve teknikten uzak üretim yöntemleri ile uzun çalışma süreleri, sağlıksız çalışma koşulları ve adil olmayan çalışma ilişkileri bu faciaların yaşanmasında esas nedenler olarak görülmelidir.
Soma faciası başta olmak üzere bu iş cinayetlerinin yaşanmasında diğer bir sorumlu, adeta bu facialara göz yuman düzenleyici ve denetleyici kamusal yapılarıdır. Bu nedenle, Soma faciasında ve madencilik sektöründe yaşanan ölümlerin birinci derece sorumlu
olması gerekenlerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü olduğunu bir kez daha belirtiyor, sorumlu kamu kurum ve kuruluşları ile hükümeti, sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.
Biz biliyoruz ki; bilim ve tekniğin uygulandığı, kamunun denetim görevinin yerine getirildiği, işçilerin sendikalı olduğu, hukuki ve demokratik değerlere bağlı, insan haklarına saygılı gelişmiş toplumlarda bu tür iş cinayetleri neredeyse hiç yaşanmamaktadır. Böyle bir toplumsal düzen ve böyle bir çalışma yaşamı içerisinde iş cinayetleri kavramı ortadan kalkacaktır.
İnanıyoruz ki; tüm çalışanlar, iş kazalarının yaşanmadığı, sağlıklı çalışma ve sağlıklı yaşama hakkını kullanabildikleri bir toplumsal düzeni hak etmektedirler.
Soma Faciasını acısını yüreklerimizde yaşadığımızı bir kez daha ifade ediyor, iş cinayetlerin son bulması için tüm sorumluları göreve çağırıyoruz.
UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ !...
İlginizi Çekebilir