SELÇUK ÖZDAĞ: TEK ADAM DÜZENİ DEMOKRASİYİ VE KURUMLARI TAHRİP EDER
GÜNDEMÜç dönem AK Parti'den milletvekili olan ve daha önce AK Parti Genel Başkanlığı görevinde bulunan eski Manisa milletvekili Selçuk Özdağ, parti politikalarına yönelik eleştirilerde bulundu.
Üç dönem AK Parti'den milletvekili olan ve daha önce AK Parti Genel Başkanlığı görevinde bulunan eski Manisa milletvekili Selçuk Özdağ, parti politikalarına yönelik eleştirilerde bulundu. Twitter hesabından yaptığı açıklamalarda parti ve liderlerin her zaman haklı olamayabileceğini söyleyen Özdağ, "Susarak, alkışlayarak yanlışlar önlenmez." dedi. Bu eleştirilerini daha önce de parti nezdinde dile getirdiğini belirten Selçuk Özdağ, söz konusu eleştirilerinin bir yere zarar verme niyeti taşımadığını vurguladı. Özdağ şunları söyledi: Siyasetin bu kadar seviye kaybetmesinin nedeni herkesin nefsi için susmayı tercih etmesidir. İtikatımıza göre Peygamberler dışında kimse ismet sıfatıyla muttasıf değildir. Konuşursak sorunları çözer, konuşmazsak sorunların kanser haline gelmesine göz yummuş oluruz. Susarak, alkışlayarak yanlışlar önlenmez. Mesele ülkemizin, milletimizin geleceğidir. Mesele ülkemizin, milletimizin geleceğidir. Ortak hassasiyetimiz bu olursa problemlerimizi rahatlıkla çözeriz. Herkes nefsini merkeze alırsa hiçbir problemi çözemeyiz. Allah’ın birliği, Peygamberin risaleti dışında her şey eleştirilebilir. Lakin bizde eleştiri hiç hoş karşılanmaz. Eleştiren hemen linç kampanyalarının muhatabı edilir. Çıkarcılık, menfaatperestlikle suçlanır. Sözü değersizleştirilmeye çalışılır. Halbuki doğru olan niyet okumak yerine bu eleştirilere kulak vermek doğrusunu yanlışından tefrik ederek yararlanmaya çalışmaktır. Aynı eleştiriler bana da yöneltildi. Milletvekili yapılmadı, belediye başkanı adayı yapılmadı gibi tepkiler yöneltildi. Elbette benim düşüncelerimi ne kadar söyleme hakkım varsa başkalarının da yazdıklarıma tepki gösterme hakkı vardır. Ama doğru olan meseleleri kişiselleştirmeden söze, fikre yönelmektir. Doğru bir sözü eğri bir adam söyleyebileceği gibi, eğri bir sözü de doğru bilinen biri söyleyebilir. Aynı şey eylem ve amel için de geçerlidir. Bu girizgahtan sonra söylemek istediğim şudur, bazıları sanıyor ki bu eleştirileri yeni yapıyorum. Doğru adamdan yanlış iş, yanlış adamdan doğru iş sadır olabilir. Aslında en doğrusu insanları amelleri ile işleri ile değerlendirmektir. Hani ne demişler ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Hayır, beni dikkatle takip edenler milletvekili olduğum dönemlerde çözüm sürecinin yanlış başladığı ve sürdüğü, tarihin bir kavga ve çekişme aracı yapılmaması, yargının bağımsız olması, Toplumu ayrıştıran bir dilin kullanılmaması, FETÖ ile mücadelede örgütle cemaatin ayrılması, dini nedenlerle bu yapıya kapılanlarla nihai hedefini bilerek gidenlerin tefrik edilmesi, cezaevlerinde tek tip kıyafet uygulamasından vazgeçilmesi, Tek adam düzeninin demokrasiyi ve kurumlarını tahrip edip aşındıracağı, gibi konularda çoğunluktan farklı görüşler dile getirdiğim görülecektir. Bu eleştirilerin bir yere zarar vermekle alakası olmadığı gibi nefsimle ilgili bir veçhesi de yoktur. Mesele nefsim olsaydı hem aday yapılmadığım dönemde milletvekilliği için hem de 31 Mart seçimlerinde belediye başkanlığı için farklı partilerden teklif aldım. Evet deseydim bugün ya mecliste yahut belediye başkanlığında olacaktım. Ama bunların hepsini elimin tersi ile ittim. Siyasetin bu kadar seviye kaybetmesinin nedeni herkesin nefsi için susmayı tercih etmesidir. Eğer herkes düşündüğünü söyleyebilse çıkar için susmayı tercih etmese bugün siyasetin kalitesi, seviyesi farklı bir noktada olabilirdi. Kırk yıl siyaset yapan eser veren, sayısız başarıya imza atan kişiler birilerinin hatırı için rahatlıkla trollerin önüne atılabiliyor. Bakanlık, başbakanlık yapmış olan insanlar yalan- yanlış şeylerle suçlanabiliyor. Onları susturma mevkiinde olanlar susturmadıklarına göre, demek ki onları konuşturanlar aslında onları susturması gerekenlerdir. Eskiler müsademe-i efkardan barikayı hakikat doğar demişler. Fikirlerin çarpışmasından hakikat şimşeği doğar. Farklılıklardan korkmamalıyız. Partiler, liderler her zaman haklı değildir. Onlar da insandır. İtikatımıza göre Peygamberler dışında kimse ismet sıfatıyla muttasıf değildir. Konuşursak sorunları çözer, konuşmazsak sorunların kanser haline gelmesine göz yummuş oluruz. Susarak, alkışlayarak yanlışlar önlenmez. Ben diyorum ki bu ülkenin büyük sorunları var, bazıları bizim ısrarla sürdürdüğümüz yanlışlardan kaynaklanıyor. Gelin bunları düzeltelim diyorum. Bundan alınmaya, gocunmaya gerek var mı? Hadi sustuk diyelim hangi sorunumuz çözülecek? Bugün hukuku tanımaz ve ona uymazsak yarın kimse bizim hukukumuzu da tanımaz. Mesele ülkemizin, milletimizin geleceğidir. Ortak hassasiyetimiz bu olursa problemlerimizi rahatlıkla çözeriz. Herkes nefsini merkeze alırsa hiçbir problemi çözemeyiz ki...
İlginizi Çekebilir