ÖZGÜR ÖZEL: “SOMA FACİASININ ÜZERİNDEN 570 GÜN GEÇTİ. ÖLENLER ÖLDÜ, KALANLAR İSE İŞSİZ ŞİMDİ

CHP Manisa Milletvekili ve Grup Başkanvekili Özgür Özel 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’ne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. CHP’li Özel, geçtiğimiz dönem çalışmalarını tamamlayan Soma Komisyonu’nun raporunun Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmesi için de bugün TBMM Başkanlığı’na genel görüşme önergesi verdi. 

Özel Dünya Madenciler Günü’ne ilişkin yaptığı açıklamada Soma faciasının üzerinden 570 gün geçtiğini ama hala daha Soma’dan ders alınmadığını vurgulayarak; “Ölenler öldü, kalanlar ise işsiz şimdi. Bugün 4 Aralık 2015 ve Soma faciasının üzerinden geçen bu 570 günde Türkiye onlarca maden emekçisini yitirdi.” dedi. 

Özgür Özel’in açıklaması şöyle:

“Bugün 4 Aralık 2015. Soma Faciasının üzerinden tam 570 gün geçti. Ölenler öldü, kalan sağlar ise işsiz şimdi! Bugün 4 Aralık 2015 ve Soma faciasının üzerinden geçen bu 570 günde Türkiye onlarca maden emekçisini yitirdi. 

Bugün ülkemizde; Mayıs 2010’da Karadon’da meydana gelen grizu faciasından sonra 30 işçinin yaşamını yitirmesi ile ilgili, dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın “güzel öldüler” yorumundan bu yana değişen hiçbir şey yok! 

13 Mayıs 2014 günü Soma’da yitip giden 301 evladımızın ardından verilen tüm sözler, dökülen tüm gözyaşları da unutuldu. 

28 Ekim 2014’te Ermenek’te cansız bedenlerini çıkartmak için günlerce uğraştığımız o madencileri de kimse hatırlamıyor şimdi! 

Ama bugün bir yerlerde, bir evlat maden ocağından babası sağ salim dönsün diye hala yol gözlüyor, bugün bir yerlerde bir ana, madende kaybettiği evladı için hala ağıt yakıyor! Bunca acının üstüne, ölümlere engel olamayan yasaların revize edilmesi, eksiksiz uygulanması, denetimlerin daha da sıklaştırılması gerekirken, bugün hala maden ocakları madencilerimize mezar olmaya devam ediyor. 

Ama bizler biliyoruz ki;  ‘Yeryüzü sıcak olsun diye o soğuk maden ocağına inip alın teri ile ekmeğini kazanan işçilerin emeklerini, alın terlerin ve madencilerimizin hayatlarını siyaset-sermaye ve sendika üçgeninde bir kara deliğe hapsedenler; bu yaptıklarının hesabını eninde sonunda, tarih karşısında, hem Türkiye işçi sınıfına hem de bu ülkenin güzel emekçi insanlarına vereceklerdir.’