ÖZGÜR ÖZEL: “MADENCİLER ZORLA AKP MİTİNGE GÖTÜRÜLÜYOR”
GÜNDEM0
CHP Manisa Milletvekili ve Sağlık Komisyonu üyesi Özgür Özel CHP grubunun Manisa’nın Soma ilçesindeki maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarına ilişkin verdiği araştırma önergesi üzerinde dün TBMM’de bir konuşma yaptı. Özel TBMM Genel Kurulunda AKP sıralarına 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesinden sonra AKP İstanbul İl Başkanlığı’nın “1 Mayıs, hem bayram hem Taksim'de kutlu olsun” afişini gösterdi. Özel konuşmasında, maden ocaklarındaki iş cinayetlerine değinirken aynı zamanda işçilerin zorla mitinge götürüldüklerinin de altını çizdi.
///
1977’NİN VE GEZİ ŞEHİTLERİNİN TAZİYESİNE İZİN VERMİYOR
CHP’li Özgür Özel iş kazaları üzerine yaptığı konuşmada iktidarın yayınladığı taziye mesajına da değinerek şunları söyledi:
“Dünyada ve Türkiye'de kaybettiği itibarını geri kazanmak isteyen birilerinin özgürlükçü, tarihle hesaplaşan, taziye mesajlarını verdiği bir noktada kendi ülkesindeki 1 Mayıs 1977'nin taziyesini ve Gezi şehitlerinin taziyesine izin veremiyorsa o yaptığı taziyenin de bir kıymet yoktur, içtenliği yoktur, bu da böyle bilinsin.” dedi.
Özel, Taksim’de serbestçe 1 Mayıs kutlandığında bugüne kadar hiçbir olay olmadığını hatırlattı ve geçen sene iktidarın Taksim meydanını yayalaştırma projesi nedeniyle yasaklamasına da değinerek futbol takımlarının şampiyonluk kutlamalarına izin verildiğini söyledi.
FORMA VARSA TAKSİM SERBEST, İŞÇİ ÖNLÜĞÜ VARSA TAKSİM YASAK!
CHP’li Özel;
“Bir işçi kardeşimizi düşünün Fenerbahçe ya da Galatasaray taraftarı, üzerinde takımının forması varsa Taksim Meydanı ona açık ama üzerinde işçi önlüğü varsa Taksim Meydanı ona yasak ama AKP'nin tüm kıdemli, tüm yetkili ağızları diyorlar ki "Bu bir siyasi yasaklama değildir." Ufak atın da civcivler yesin! Bu söylediğinize kimseler inanmaz. Orada, 1 Mayısta Taksim Meydanı'na işçi önlüğüyle çıkıp meydanda kutlamaları yapmak, takımların futbol maçlarından kazandıkları zaferleri kutlaması kadar meşrudur, onurludur ve eninde sonunda size rağmen yine de bu hak söke söke geri alınacaktır.”
MESELE TAKSİM DEĞİL, MESELE ÖZGÜRLÜK ALANININ DARALIYOR OLMASI
Özel;
“Geçen sene "Çukurlar var, düşersiniz!" diye yasakladığınız meydan bu sene metrekare olarak genişledi ama bu sene de oraya yasak koyuyorsunuz. Çünkü, mesele, Türkiye'de Taksim Meydanı'nın genişlemesi ya da daralması değil. Mesele, Türkiye'de özgürlük alanının, demokrasi alanının daralıyor olmasıdır. Meydanlar istediğiniz kadar büyük olsun, demokrasi ve özgürlükler daralıyorsa işte o zaman işçi sınıfının Taksim'e çıkmasına da izin vermezsiniz; karşı karşıya bulunduğumuz durum budur. Taksim sembolik önemdedir, tarihî önemdedir, sınıfsal bir öneme sahiptir. Ama, Taksim Meydanı için "Size büyük bir meydan yaptık, gidin orada kutlayın. Eğer oraya gitmek istemez de Taksim'e çıkmak isterseniz başınıza geleceklerden siz mesulsünüz." demek, ülkenin tamamını kucaklayacak bir devlet adamı dili ve söylemi değildir. Bu demokrasi dili de değildir, bu özgürlükler dili de değildir. Bu olsa olsa otoriter bir dildir, bu olsa olsa faşizan bir dildir, bu olsa olsa diktatöryal bir dildir ve bu dil, ne ülkeye ne de bu dilin sahibine son sentezde fayda etmeyecektir. “
MADEN OCAĞI AKP İLE İYİ İLİŞKİLER İÇİNDE
Soma’daki maden ocağına ve burada meydana gelen iş kazalarına da değinen Özgür Özel, Soma maden ocağının son yıllarda 10 kez denetlendiğini, 66 kusur bulunduğunu ama patlamaların ve ölümlerin devam ettiğini kaydetti. Özel konuşması sırasında elindeki baretle iktidara gönderme yaptı ve madencilerin AKP mitinglerine zorla götürüldüğünü söyledi. Özel;
“Bir şirket var, adı Uyar Madencilik; Manisa milletvekilleriyle iyi ilişkiler hâlinde. Bu madencilikte o kadar büyük sıkıntılar, kusurlar var ama son kazaya kadar defalarca denetlendi, bir türlü ceza almadı. Peki, bu işin kerameti ne? Bu işin kerameti ve hikmeti bu barette gizli arkadaşlar, bu barette.” dedi.
MADENCİLER ZORLA MİTİNGE GÖTÜRLÜYOR
“Sayın Başbakan Manisa'da Cumhuriyet Meydanı'na çıkar, der ki: "Somalı işçi kardeşlerim burada mı?" Askerî bir disiplinle dizilmiş 3 bin Somalı maden işçisi baretleri kaldırır, neşesiz, mutsuz, heyecansız, dimdik durur. Çünkü, bir gün önce onların yemek fişleri madende toplanmıştır, ertesi gün miting alanı çıkışında geri dağıtılacaktır. Başbakan selamlanacak, çıkarken kimlik geri alınacaktır. Yevmiye işlemektedir, Başbakan için görev yapılmaktadır. Selamı çakarsın, çakmadıysan ertesi gün işinden olursun. İşinden olmayanlar madene inerler. Maden patlar, işçi ölür; ölen ölür, kalan sağlar Recep Tayyip Erdoğan'a yetmektedir.
PARASI VERİLİNCE MADEN İŞÇİSİ AKP MİTİNGİNE GÖTÜRÜLEBİLİR!
“Meydanlarda bu baret selamlamasını gündeme getirdiğimde Sayın Bakan Faruk Çelik dedi ki: "Ne var bunda?" Tutanaklarda var, aynen şöyle dedi: "Yani bir vatandaş siyasi bir partiye üye olamaz mı? Bir vatandaş bir siyasi partiye gönül vermiş. İşçisine izin verip, ücretini verip onu bir mitinge götüremez mi?" Bu da siyasi tarihimize, bu Meclisin tutanaklarına böyle geçti. Böyle bir anlayış olmaz. "İşçi benim işçim, parasını veririm, ister madene sokarım ister mitinge götürürüm ister pikniğe götürürüm anlayışı." olmaz. Yeryüzü sıcak olsun diye o soğuk maden ocağına inip alnının terini ekmeğine tuz eyleyen işçilerin emeklerini, alın terlerini, yaşama mücadelelerini bir siyasi partinin geleceğine, onun ikbali için Genel Başkanının oradaki miting meydanını doldurmasına, alkışlamasına tahvil etmeye çalışanlar, bu yaptıklarının hesabını eninde sonunda, tarih karşısında, hem Türkiye işçi sınıfına hem de bu ülkenin güzel emekçi insanlarına verecekler. Dünyanın hiçbir yerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları kazalardan sonra "Arkadaşlar öldüler ama cesetleri yanmamıştı, güzel öldüler." demez. Dünyanın hiçbir yerinde Başbakanlar "Bu mesleğin fıtratında ölüm var." demez. İnsanın fıtratında ölüm var, hayatın kendisinde ölüm var ama "Bu mesleğin fıtratında ölüm var." demez. Dünyada Başbakanlar böyle ölümler olunca istifa ederler ama bizimki pişkin pişkin fıtrat göndermesi yapar.” dedi.
İlginizi Çekebilir