© Soma Haberi 2020

Laiklik, TBMM Başkanı İsmail Kahraman da dahil olmak üzere herkesin inancını özgürce yaşamasının en büyük güvencesidir.

        Meclis Başkanı son yaptığı açıklama ile kısmen de olsa yanlıştan dönmüştür.Laikliğin önemine vurgu yapmıştır.

TBMM Başkanı İsmail Kahraman; İstanbul Üniversitesinde düzenlenen ‘Yeni Anayasa, Yeni Türkiye’ konulu sempozyumda yaptığı konuşmada  “yeni Anayasa da Laiklik olmamalı.Dindar bir Anayasa yapmalıyız” şeklindeki sözlerini  ibretle izledik.

            Kamuoyunun gösterdiği şiddetli tepkiden sonra Meclis başkanı yaptığı yazılı açıklamada” yeni anayasaya ilişkin şahsi düşüncelerini ifade ettiğini belirttikten sonra Laikliğin önemine vurgu yapan şu sözlerini sarf etmiştir.” Esasında; laiklik her türlü din ve inanç mensuplarının ibadetlerini özgürce icra etmelerini, dini kanaatlerini açıklayıp bu doğrultuda hayatlarını tanzim etmelerini güvence altına alır. Bu bakımdan laiklik, özgürlük ve toplumsal barış ilkesidir.”

            Meclis Başkanı son yaptığı açıklama ile kısmen de olsa yanlıştan dönmüştür.Laikliğin önemine vurgu yapmıştır.

            Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutladığımız günün ertesinden  Ulusal Kurtuluş Savaşını yürütmüş,Cumhuriyetin kurucusu, dünyanın ezilen halklarına emsal bir ulus mücadelesi vermiş, hilafeti kaldırıp saltanatı yıkmış bir Meclis başkanına  Yeni Anayasa tartışmaları sürerken bu açıklamalar yakışmamıştır ve Anayasal suç niteliğindedir.Meclis Başkanından bu sözleri duyduğumuz için üzgünüz.

            Laiklik her şeyden önce bir toplumsal barış ilkesi ve Ulusumuzun birleştirici harcıdır.

            Cumhuriyetten, demokrasiden, Atatürk milliyetçiliğinden, laiklikten, sosyal hukuk devletinden, çağdaşlaşma ülküsünden taviz vermemiz düşünülemez.

            Anayasa’nın 2. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti’ni “toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olarak tanımlar.

            Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerini belirleyen ve laiklik ilkesini de içeren bu madde, Anayasa’nın değiştirilemez hatta değiştirilmesi teklif dahi edilemez üç maddesinden birini oluşturur.

            Anayasa’nın 4. maddesi, “Anayasa’nın 1’inci maddesindeki devletin şeklinin cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2’nci maddesindeki cumhuriyetin nitelikleri ve 3’üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez” hükmünü içerir.

                Laiklik ilkesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kazanımlarından biridir.

            Laik devlet, bütün dinlere ve mezheplere aynı uzaklıktadır. Laik devlette kişi­ler, vicdanlarıyla baş başa bırakılmıştır. Laik devlette devlet düzeni, hukuk ve eğitim; akla, bilime ve çağdaş dünyadaki gelişmelere paralel olarak biçimlendirilir.

            Laikliğin bir diğer ögesi bireyin iç dünyası ile ilgili olup, kişilerin din ve vicdan özgürlüğünün teminat altına alınma­sıdır. Bu durum ise; Herkesin vicdan, dini inanç ve kanaat özgürlüğüne sa­hip olması anlamına gelmektedir.

                Laiklik, TBMM Başkanı İsmail Kahraman da dahil olmak üzere herkesin inancını özgürce yaşamasının en büyük güvencesidir.

            O yüzden Meclis Başkanı´nı yeniden düşünmeye davet ediyoruz.Meclis Başkanı şahsi düşüncelerimi açıkladım deme özgürlüğüne sahip değildir.

            Dindarlık, devletlere değil insanlara özgüdür. Devletler değil insanlar dindar ya da dinsiz olur. Devletler laik ya da anti-laik olur. Laiklik de dinsizlik değildir. En yalın tabiriyle din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır..

                 TBMM Başkanı, bu sıfatını taşıdığı sürece yeminine sadık kalmak zorundadır. Ülkenin bu kadar yoğun gündemi ve yönetim sorunu varken amaçlanan gündem değiştirmek ise yine TBMM Başkanı’na toplumu ayrıştırmak yerine birleştirmek için çaba sarf etmesi gerekliliğine dair görevini hatırlatmamız gerekmektedir.

            Çeşitli din ve mezhep inanışlarının bulunduğu ülkelerde, milli birliği, üniter devlet yapısını koruma konusunda laiklik çok önem taşı­maktadır. Ülkemizde de milli birliğin, tek millet, üniter devlet ilkesinin en önemli güvencesi Laik Cumhuriyet olmuştur.

            Laikliğin koruyucusu en başta halkımızın kendisidir. Devletimizin, Anayasa ile yetki, görev ve sorumlulukları belir­lenmiş üç ana erki yasama, yürütme ve yargının da görevidir. Bu görevi yerine getirmeyenler ve ettikleri yemine bağlı davranmayanlar bulundukları mevkileri geliş gerekçeleri ortadan kalkmış bulunmaktadır.

Geleceğimizin daha özgür ,daha barışçıl ve refah seviyesi yükselmiş bir Türkiye de yaşamak için laik Anayasadan vazgeçmeyeceğimiz ve her şartda savunmaya devam edeceğiz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER