© Soma Haberi 2020

AKLINI KİRAYA VERME

0

0

SELÇUK ÖZDAĞ;

AKLINI KİRAYA VERME

Bu ülkede; kalemini kiraya veren yazarları, yetmez ama evet diyen aydınları görmüştük. Şimdi ise aklını kiraya veren Milletvekilini görmeye başladık.

Manisa Milletvekili Selçuk Özdağ’ın basında yer alan Çal Dağı nikel madeni şirketi adına yaptığı açıklamalarını hayretler içerisinde okudum.

         AKP’nin Manisa’daki beş Milletvekilinden, dördü bu konuda hiç ses çıkarmazken, konuyu en yakından bilen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 8 yıldır yorum yapmazken, Sayın Selçuk Özdağ kimin adına konuşmaktadır?

         Eski Orman Bakanı Sayın Osman Pepe; “Çal Dağı nikel madeninin çevreye ve insana zarar vermeyeceğini bilsem ruhsata imza atardım, ama atmadım, benim bileğimi bükemediler” derken, Sayın Özdağ’ın bileğini kimler bükmüştür?

         Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu;Turgutlu Belediye Başkanına “İngiltere Hükümeti baskı yapıyor, sıkıştık ruhsatı vereceğiz” derken, Sayın Özdağ’ı kimler sıkıştırmıştır?

         Sayın Bülent Arınç; TBMM Başkanı iken, “bu işin doğru olmadığını, birçok eski ve yeni Dışişleri Bakanının bile devreye girdiğini” bizzat bana söylerken, Sayın Özdağ kimler adına devreye girmektedir?

         Dünyanın hiç bir yerinde sülfürik asitle açık liç usulü nikel madeni çıkarılmasına izin verilmezken,Türkiye’de neden izin verildiğini anlamak mümkün değildir.

         Kaldı ki;

Çal Dağındaki nikel madeni AKP döneminde bulunmuş değildir. 1970’li yıllarda nikel madeninin çıkarılarak ekonomiye kazandırılması düşünülmüş fakat yararından çok, zararı olacağı için proje rafa kaldırılmıştır. Ardından Çal Dağına 2 milyon ağaç dikilmiştir. Bugün 40 yaşına gelen ağaçlar Turgutlu’nun akciğerleri olmuştur.

         Fakat maden şirketi geldikten sonra;

·       Çal Dağında 300.000 ağaç kesilerek tam bir orman katliamı yaşanmıştır. Yapılacak yeni kesimlerle katledilecek ağaç sayısı milyonları geçecektir.

·       Nikel madeninde 18 milyon ton sülfürik asit kullanılacaktır. Bunun için Gediz Ovasına dünyanın ikinci büyük sülfürik asit fabrikası kurulacaktır.

·       Gediz Nehrinden yılda 3 milyon ton su çekilerek sülfürik asitle karıştırılacak ve toprağa dökülecektir.

·       Bölgede tarım yapılamayacaktır. Nikel madeninin ömrü 15 yıl olup, toplam gelirinin 6 milyar dolar olacağı ve bunun sadece 1 milyar dolarının Türkiye’de kalacağı şirketin raporlarında yer almaktadır. Buna karşın Gediz ovasının yıllık tarımsal üretim büyüklüğü 4 milyar dolar olup,  15 yılda 60 milyar doları bulacaktır.

·       Gediz Nehri daha da kirlenecektir. Açık liç usulünde kullanılacak sülfürik asit su kaynaklarına ve akarsulara karışacaktır. Maden alanına 2 km mesafedeki Gediz Nehri bundan büyük zarar görecektir.

·       Halk asit soluyacaktır. Sülfürik asitli su buharlaşarak havaya karışacak bölgede yaşayanlar asit soluyacaklardır.

Durum bu kadar vahimken, Manisa halkının oylarıyla seçilmiş bir Milletvekilinin maden şirketinin sözcülüğünü yapmasını siyasi olarak da, insani olarak da, ahlaki olarak da anlamak mümkün değildir.

Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın“toprağın altı üstünden zenginse altını, üstü altından zenginse üstünü tercih ederiz” sözü tercihin ne olması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Manisa Milletvekili olarak bende aynı düşünceyi paylaşıyorum.

Çal Dağında madenin savunulacak bir yönü yoktur. Ancak aklını kiraya veren bir Milletvekili, vahşi madenciliği savunabilir.

Daha önce “maden şirketine kefilim” diyen Selçuk Özdağ, Yunanistan, Amerika, Finlandiya, Avusturya’da bu madenlerin işletildiğini söyleyerek yanlış beyanlarda bulunmaktadır.

Aynı şekilde, VTG Holding Çal Dağı Nikel Madeni Şirketi de, Finlandiya’da Talvivaara bölgesindefaaliyet gösteren nikel madenini örnek göstererek çevreci üretim yapıldığını iddia etmişlerdir. Bunu ispatlamak için de Turgutlu’dan 4-5 kişiyi Finlandiya’ya götürmüşlerdir.

Geziden kısa bir süre sonra, o çok övdükleri maden alanındaki atık su havuzları patlamış ve bölgenin tamamı sülfürik asitli su içinde kalmıştır. Suların yüksekliğinin 1 metreye ulaşmasından ve çevreye verilen zararlardan dolayı   Çal Dağı’ndaki sistemle aynı olmamasına rağmen Finlandiya Çevre Bakanlığı tarafından maden kapatılmıştır.

         Bilindiği üzere, dünyanın en zengin maden yatakları Afrika kıtasındadır. Altın, elmas gibi değerli madenler orada yaşayanlara iyi bir yaşam ve huzur vermemiştir. Sömürü düzeni her zaman kan, gözyaşı ve açlık getirmiştir. Buna karşın Konya ovası kadar yüzölçümüne sahip Hollanda’nın tarım ve hayvansal ürün ihracatı 85 milyar dolardır. Hollanda’nın ekonomik ve sosyal gelişmişliği herkesin malumudur.

Sayın Özdağ’ın “Bilgi sahibi değiller, madenciliğe karşılar, akla, mantığa uygun eleştiri yapmıyorlar” demesi gerçeklerin üzerini örtemez.

         CHP Manisa Milletvekili olarak, 7 yıldır ağaç katliamına, vahşi madenciliğe karşı, halkımla beraber mücadele vermekteyim. Bu süreçte, yeterince bilgi sahibi oldum.

Selçuk Özdağ Çal dağına hiç gitmemiş olabilir, yalnız giderse kaybolacağından da eminim, ama benim her karışında ayak izim vardır.

         Buradan Sayın Selçuk Özdağ’a çağrı yapıyorum.İster bir TV kanalında, ister Turgutlu’da halkın karşısında yapılacak açık oturumda; Çal Dağını, kesilen 300.000 ağacı, sülfürik asit fabrikasını, nikel madenini ve Gediz’i tartışalım. Kim ne düşünüyor, ne söylüyor herkes görsün.

         Gelmeyeceğini bile bile, Sayın Özdağ’a hodri meydan diyorum.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER