Adaletin Olmadığı Yerde Bir Ulusun Ayakta Durması Mümkün Değildir
GÜNDEMDemokrasinin, özgür yaşamanın, Cumhuriyetimizin güvencesi Atatürk ilke ve Devrimleridir. Çağdaş Demokrasiye ulaşmak için Atatürk İlkelerine daha sıkı bağlanmalıyız.
Soma Adli Yıl açılışında cübbelerini giyen Avukatlar Cengiz Topel Meydanında buluştu
Manisa Barosuna Soma baro temsilciliği tarafından 2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni gerçekleşti. Soma Cengiz Topel Meydanında gerçekleşen törene Soma’da görev yapan avukatlar katıldı. Atatürk anıtına çelenk koyulması ardından saygı duruşu ve istiklal marşının ardından Manisa Barosu adına Soma Baro temsilcisi Utku Saka Yaptığı konuşmada şunlara değindi.
2019-2020 Adli yılının vatanımıza, milletimize, yargı camiasına hayırlı olmasını, sorunların en az yaşandığı, yargı bağımsızlığının güvence altına alındığı, yargıda görev yapanların huzur içinde geçirdiği bir yıl olmasını diliyoruz.
2019-2020 Adli Yıl başlangıcında; bizleri çağdaş, laik, sosyal hukuk devleti içinde yaşamayı hedef gösteren, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşlarını huzurlarınızda rahmetle ve minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.
Atatürk’ün “Adalet gücü bağımsız olmayan bir ulusun devlet biçiminde varlığı kabul edilmez.” Sözleri asla unutulamaz.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK Ankara Hukuk Fakültesi’nin açılışında: “Bu kurumun açılışında duyduğum mutluluğu hiçbir girişimde duymadım” bir başka sözünde ise “Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin devlet halinde varlığı kabul edilmez” demiştir.ATATÜRK’ün bu sözlerinden anlaşılacağı üzere bir devletin varlığı için temel unsur yargının bağımsızlığıdır. Yargısı bağımsız olmayan devletler yok olmaya, başkasının esareti altına girmeye mahkumdur. Gazi Mustafa Kemal yaşadığı sürece yargıya ,yargının sac ayağından savunmaya büyük değer vermiştir.
İnsanlığın en etkin güvencesi, hakların ve özgürlükleri en soylu bekçisidir.
Devlet adına yetkili yargı organın başlıca görevi, her tür kuşkudan ve etkiden uzak olarak tam bir bağımsızlık ve yansızlıkla, adaleti yaşama geçirmektir. Yurttaşların haklarının ve özgürlüklerinin korunması, savunulması ve sağlanması adaletin anlamının ve amacının gereğidir.
Adalet devletin saygınlığının koşuludur.
Kişisel bir güç olmadığından kimsenin adına ya da yetkisine bağlı tutulamaz. Kimse adaletin kaynağı, dayanağı ve gücü olamaz. Bu nedenle bağımsızlık adaletin mayasıdır. Aynı zamanda adaleti saptayıp yaşama geçirmekle yükümlü yargının varlık felsefesi ve kan damarıdır.
Bağımsızlık yargının en seçkin en özgün karakteridir. Etkilere açık ,baskılara elverişli, yönlendirmeye uygun yargı bir hukuk oyunudur. Kararların “Ulus Adına” verilip açıklanması da kurumsal bir çalışmanın, tam bağımsız ve yansız bir yapının ürünü olduğunu belirtmek gerekir.
Adaleti amaçlamayan “ Hukukun üstünlüğü ilkesine” bağlı kalmayan , yansızlığa özen göstermeyen yargı bir araç olmaktan öteye geçemez.
Dünyanın her yerinde yargının niteliği “Buyruk ve etkiden uzak, bağımsız ve yansız, akıl aydınlığında ,ahlak güvencesinde, vicdan süzgecinde bir ulusal yapı” olarak özetlenir.
Hukuk bir barış kurumudur.
Adalet, devletin temeli , varlığımızın güvencesidir.
Bağımsız olmayan yargı bağımlı yargıdır.
Adalet ,yalnız hakkın ,hukukun ,insanlığın kaynağı ve pınarı değil bu değerlerin dayanağıdır. İnsanlık ülküsüdür, erdemin özsuyudur.
Cumhuriyetimiz bu günlere büyük tehlikeler atlatarak gelmiştir. Her dönemde, her zaman iç ve dış güçler düzenledikleri tezgahlarla Türk Ulusunun bağımsızlığını ,laik , demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etme çabası içerisinde olmuştur.
Değerli Meslektaşlarım;
Yeni adli yıl başlıyor. Adli yıl açılışı etkinliklerimizde doğaldır ki yargının yaşamış olduğu sorunlar dile getirilmektedir. Fakat gördüğümüz şudur ki bu sorunlarımız azalmamaktadır. Çoğalarak devam etmektedir.
İstemimiz ,gayretimiz bu sorunların azalması ,yargıya olan güvenin çoğalması ,bağımsız, tarafsız bir yargılamanın yapıldığının tüm kesimlerce kabul edilmesidir.
Sözümüzün başında söylediğimiz gibi “ADALET” bir ulusun namusu ve onurudur. Hukukun üstün olmadığı, üstünlerin hukukunun olduğu yerde Adaletten söz edilemez.
Darbe kalkışmasından sonraki süreçte Yargının üç ayağından ikisinde sav ve karar makamlarında büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Çok sayıda hakim ve savcı ihraç edilmiştir. Hızlı bir şekilde boşluk doldurulmaya çalışılmıştır.
Hakim ,Savcı ve Avukatların sorunlarına biran önce çözüm bulunmalı özgür, tüm baskı ve sorunlardan uzak çalışma ortamı sağlanmalıdır. Hakim ve Savcılar özgürce çalışabilecekleri yürütme erkinin gücünü üzerlerinde hissetmeyecekleri yasal düzenlemeler acilen gerçekleştirilmelidir.
Yargıda ki personel eksikliği hızlı bir şekilde tamamlanmalıdır. Personel eksikliğin den kaynaklı sorunlar yaşanmamalıdır. Hakim- Savcı alımlarında ve yer değiştirmelerde Liyakata önem verilmelidir. Yargı siyasallaştırılmamalıdır. Yeteri kadar zedelenen hukuk sistemimizin daha çok zedelenmesine izin verilmemelidir.
Adalet, bir toplumun can damarıdır. Adalet duygusunun yara aldığı toplumlar da bireylerin hak ve özgürlüklerinden söz edilemez.
Yargı bağımsızlığı,
Adil yargılanma hakkı ve
Savunma hakkının eksik olduğu süreçte Adaletten, Demokrasiden söz edemeyiz.
Yargının sav, savunma ve karar aşamasında yer alan Savcı, Hakim ve Avukatların mezun olduğu Hukuk Fakültelerinin durumu içler acısıdır. Hukuk eğitimi derhal iyileştirilmeli , her üniversitenin Hukuk Fakültesi açmasını sağlayacak kararlardan vazgeçilmelidir. Hukuk Fakülteleri için kriterler belirlenmeli ve bu kriterlere uymayan Hukuk Fakülteleri derhal kapatılmalıdır.
Avukat , hakim ve savcılar mesleğe alınmak için aynı sınava tabi tutulmalı ve bu sınavı kazananlar avukatlık mesleğine başlamalıdır.
Avukatlık mesleğinin saygınlığını ve gelirini arttıracak düzenlemeler bir an önce yapılmalıdır.
Avukatlara yapılan sözlü ve fiziki saldırılar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Kamunun diğer kurumlarının Avukata her türlü desteği sağlayacak yasal düzenlemeler derhal yapılmalıdır.
Avukatların CMK görevlendirmelerinden aldığı ücretler Avukatlık asgari ücret tarifesinin altında olmamalıdır.
Avukat, Hakim ve Savcılarımızın çözülmesi gereken bir çok sorunun ayrıntılı olarak anlatabiliriz. Konuşmanın fazla uzamaması anlamında kısa tutuyorum.
Arz ettiğim gibi Avukat,Hakim,Savcı sorunları çözülmeli fakat bundan da önemlisi vatandaşımızın yargıya olan güveni arttırılmalıdır. Bu güvenin çok düşük seviyelerde olduğunu Yargıtay başkanında dile getirmesi acı gerçeğin yargının en üst makamı tarafından dile getirilmesidir.
Bu güvenin sağlanması için öncelikle siyasi irade ve devamında Hakim, savcı, avukat üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.
Vatandaşımızın yargıya kolay ulaşması, hızlı ve adil bir yargılama sonucunda adaletin gerçekleşmesi sağlanmalıdır.
Adaletin olmadığı yerde bir ulusun ayakta durması mümkün değidlir.Adaletin olmadığı devletler çok kısa bir süre sonra yok olmuştur.
Yargıda yaşanan sorunlar Barolar , Türkiye Barolar Birliği ve toplumun değişik kesimlerince dile getirilmektedir. Siyasi iradede yargıdaki sorunları kabul etmiş sözlü olarak dile getirdiği gibi yazılı olarakta “yargı reformu stratejisi “belgesini açıklamıştır.
“Yargı reformu stratejisi” belgesine baktığımızda zaten yürürlükte olması gereken genel ilkeler ilan edilmektedir. Hemen yasalaşması beklenen yargı reformu strateji belgesindeki ilkelerin ötelenmesi de kamuoyunu ve bizleri kaygılandırmaktadır.
Siyasi iradenin de acilen yasalaşması gerektiğine inandığı bu strateji belgesindeki bazı konuların yasalaşmaması , haksız yere tutuklu kalanların tutukluluk sürelerinin uzamasına neden olmaktadır. Derhal ve acilen strateji belgesi içerisindeki belirtilen değişikliklerin gerçekleşmesi gerekmektedir.
.
Değerli Protokol, Değerli Meslektaşlarım;
Yeni adli yıl bugün başladı.
Yeni Adli yıl da bir çok beklentimiz vardır. Öncelikli beklentimiz adaletin vicdanları rahatlatarak, “adalet yerini buldu” duygusunu uyandırarak adaletin en hızlı şekilde gerçekleşmesidir.
Demokrasinin, özgür yaşamanın, Cumhuriyetimizin güvencesi Atatürk ilke ve Devrimleridir. Çağdaş Demokrasiye ulaşmak için Atatürk İlkelerine daha sıkı bağlanmalıyız.
Yargı bağımsızlığını, Yargının sorunlarını, Hakim güvencesini, Avukatların sorunlarını, Hukukun üstünlüğünü, Kuvvetler ayrılığını, Vatandaşlarımızın yargıda yaşadıkları sorunları Demokrasi içerisinde tartışabiliriz. Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile çalışması için Barolar olarak üzerimize düşen tüm görevleri eksiksiz yerine getirmek zorundayız.
Bu sıkıntılı süreçte yargı camiası olarak Hukukun evrensel kurallarına uygun davranmamız yargıya olan güveni arttıracağı gibi ilerleyen zamanda Uluslararası camiada verilen kararların tartışılmasını engelleyecektir. Bu anlamda yargının üç ayağını temsil eden Hakim, Savcı ve Avukata büyük görev düşmektedir.
Tekrar BAROMUZ adına 2019-2020 Adli yılının halkımıza, yargı camiasına hayırlı olmasını ve sıkıntıların, sorunların bir an önce sona ermesi dileklerimi sunarım. Saygılarımla.02.09.2019
MANİSA BARO BAŞKANI AV.ALİ ARSLAN
ADINA
SOMA BARO TEMSİLCİLERİ
AV. İBRAHİM UTKU SAKA & AV. MUKSİT ARAMIŞ
İlginizi Çekebilir